Sessizliğe gazel
Adımlarımın silindiği bir şehirsin şimdi
Işıklarını kapatmış gibi akşam gibi soğuk gibi ıssız
Bütün canlıları kış uykusuna yatmış bir orman
Gibi ürkek gibi suskun gibi sessiz
Yıllanmış bir hüznün anısı var sol yanında
Gibi ağır gibi soluk gibi gri
Bozuk bir saatin zamansız tıkırtısı
Gibi kalbin gibi adımların gibi sen
Savaştan yenik çıkmış bir ülkenin cadderi
Gibi için gibi dağınık gibi yorgun
Durgun bir denizin ortasında tek başına
Gibi sakin gibi telaşsız gibi muğlak
Gözlerinde ölgün balıklar direnmek için yaşar
Gibi kaçamak gibi donuk gibi esir
Bir ellerin kalmış geceye bulaşmayan gölgelere karışmayan
Gibi masum gibi gerçek gibi sen
Geçmiş zamanın içinde şimdiyi kaybedip durmuşsun paralel bir evrende kendine giyotinler kurmuşsun
Gibi acımasız gibi yersiz gibi emin
Adımı bir söyleyip bir unutmuşsun
Gibi balık gibi Sergüzeşt gibi sağır
Kalbime bir uğrayıp bir durmuşsun
Gibi dengesiz gibi kararsız
Herkese hırçın denizim bir sana durulmuş
Bakışların sularımda boğulmuş
Gibi pişman gibi kaçan gibi nedensiz
2 renksiz balık bir kırık fanus
Ellerinde parçalandı dün bugün ve yarın
Gibi kayıp gibi hüzün gibi hıçkırık
Yemekler yapan o mutlu adam
Bakmayın ona kalbi donuk sanki buzdan
Gibi düştüm gibi üşüdüm gibi titredim
Gülüşlerine sığdırdığı küskün çocuklar
Gibi buruk gibi inatçı gibi saf
Terk edişleri hep kendinidir
Ne beni ne bizi ne de sevdiğini
Gibi çaresiz gibi kimsesiz gibi yalnız
Hadi git yeni limanlar bombala bu aşktan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder